Tıpkı bir kanser gibi, islam bir hastalıktır. Vücuda girdikten sonra beyin başta olmak üzere pek çok yeri kullanılmaz şekle getirir, kişinin yaşam kalitesini düşürür. Her hastalık gibi belirli seviyeleri, her seviyede ise kademedeli olarak katlanarak artan zarar oranları vardır. Şimdi kademeli olarak islamın, Türklere verdiği zararlara birlikte bakacağız.

Türk'ün islam kademesinin Türklere zararları Tarikatçi islam kademesinin Türklere zararları

Bu alana bilgiler daha sonra eklenecek.

#YAPIM AŞAMASINDA

Şerr-i'at islam kademesinin Türklere zararları

Bu alana bilgiler daha sonra eklenecek.

#YAPIM AŞAMASINDA


Türk'ün islam kademesi: (İslam dininin en temiz ve sevimli yüzü)

İsevilik ve Musevilik gibi aynı hastalıklı çöl dinlerinin bir kolu olan islam dini, arap kaynaklı hastalıklarından büyük oranda Türklerin Tengrici TÜRK anlayışı sayesinde arındırılmış, en elle tutulabilir ponçik islam seviyesi bu kademedir. Benim anam babamda müslüman (ki benimkiler de öyle), genellemeyin denilerek bu dinin en islamdan uzak sürümde bile, Türklere sanki hiç bir zararı yokmuş ve zararsızmış gibi anlatılıyor. Ancak bu en elle tutulur islam kademesi olan Türk islamı anlayışında bile, bu arap kaynaklı islam dininin çağ dışı sorunları bulunmaktadır. Bu sorunlar her ne kadar Türkler tarafından törpülenerek büyük oranda giderilmiş gibi gözükse de, en ponçik islam seviyesi bile Türklere hâlen büyük sorunlar vermektedir. Şimdi adım adım bunlara bakalım

Türk'ün islam kademesinin Türklere zararları
#Kader anlayışı
#Tövbe kapısı
#Sünnet sapıklığı
#arapça isim verme
#Namaz (Bi' ossurukla yıkılan temel)
#Öte dünyada hesaba çekilme masalı


#Kader anlayışı: Kuran'da "İyilikte, kötülükte allahtan" dediği Dış Bağlantı ve İslamiyet'te bütün olayların önceden, değişmeyecek şekilde düzenlendiğine dair ayetler Dış Bağlantı yer aldığı için boynu bükük bir kadercilik anlayışı, islam bataklığına batmış Türklerin zihnine maalesef girmiştir.

Bu arabesk kadercilik anlayışının, Türklere verdiği zararlar:
  • Sorumluluklarını yerine getirmeyen yetkililerin, görevini yerine getirmemesi veya görevini kötüye kullanmasından dolayı oluşan sorunlara kader yoluyla topu allaha atmasını sağlamıştır.

    Örnek için çok geriye gitmeye gerek yok; 6 Şubat 2023 tarihinde oluşan büyük Kahramanmaraş depreminde, kendi koltuk kaygısı için 48 saat boyunca Türklere yardım yapılmasını önleyen ağzı dualı zevatDış Bağlantı, imar barışı adı altında kaçak yapılara parayla tapu veren ağzı dualı zevatDış Bağlantı, yapı denetimlerini doğru yapmayıp rüşvet ve rant için çıkar amaçlı suç örgütüne dönüşen ağzı dualı zevatDış Bağlantı, bu milletin a.. koyacağız diyenDış Bağlantı ve 10 ilde etkilenen depremlerle nasıl koyduğunu gösteren karadenizli yandaş müteahhitlere her ihaleyi yüksek rantlarla veren ağzı dualı zevat... Utanmadan kalkıp bu asrın felaketi dediği asrın katliamına, kader planı dedi!..Dış Bağlantı Ona bunu dedirten, işte tamda bu zararsız gibi gözüken islam mikrobudur.

  • Önlem almak yerine, kadere sığınıp dua etmeye ve iş olacağına varır diyerek, Türkleri hareketsiz bırakıp Türklerin bir akıl tutulması yaşamasını bu zararsız gibi gözüken islam mikrobu sağlamıştır.

    Her yeri yıkık, dökük olan ağır hasarlı binayı çekiçle kontrol ederek oturabilirsiniz izni verip, bu bina yıkılırsa diye soranlara da allahın takdiriDış Bağlantı cevabını veren ağzı dualı akp yetkilisi, deprem anında namazını bırakmayacak kadar akıl tutulması yaşanmasıDış Bağlantı ve bunca haksızlığa rağmen susulmasının sebebi, işte hep bu arabın kaderci arabesk anlayışının, Türklere din yoluyla bulaşmasından kaynaklanmaktadır.


#Tövbe kapısı: Nasıl ki hıristiyanlıkta papaza günah çıkarma ritüeli varsa, İslam'da da allaha dua ederek günahlarından arınma kapısı mevcuttur.Dış Bağlantı

Bu arabesk tövbe anlayışının, Türklere verdiği zararlar:
  • Her türlü hakkı yiyip, her türlü tecavüzü pisliği yapanlara bile bağışlanma umudu vererek, onların hiçbir vicdani kaygı duymamasını bu zararsız gözüken islam mikrobu sağlamıştır.

    Bu isevi-musevi ve islam gibi hastalıklı çöl dinlerinin tövbe ve suçtan/günahtan arınma ritüelleri yerine, Tengrici TÜRK inancında kişi yaptıklarından sorumludur. Af ve bağışlanma dilenecekse de, bu Tanrı'dan değil, sebep olduğu canlı ve cansızlardan istenir. Örneğin kötü günler geçiren bir Türk, kamın yanına gittiğinde, kam ona nehir yanında bir geyik öldürmüşsün. Orada iki yazık etmişsin. Birincisi, öldürdüğün geyiğin yavruları varmış. Anası öldüğü için, o geyiğin yavruları da ölmüş, telef olmuş. İkinci yazık ise, geyiği nehrin yanında öldürmüşsün. Kanı nehre akmış, suyu kirletmiş. Bu yüzden hem geyiğin ruhundan hem suyun ruhundan özür dile, bağışlanmayı iste diyor. (Tengrici Altay Türk'ü Akay Kine'nin Namık Kemal Zeybek ile 6 yıl önce katıldığı Gönül Mimarları yayınında görmüştüm ama bu kesiti bulamadım. Bulursam burayı kaynak olarak güncelleyeceğim.) Dikkat edin, Tanrı'dan af dile, tövbe et demiyor. Suçu kime işlediysen, ondan af ve bağışlanma istiyorsun. Böyle bir vicdanla yola çıkıp, kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmama ilkesiyle hareket etmek yerine, her haltı yiyip hacca gitme, papazdan günah çıkarma, allaha dua etme ve beneri yollar ile bağışlanacağını düşünmeyle hareket edersen, ağzında allah kitap din dua olanlar işte böyle iktidara geldiğinde ocağımıza incir ağacı diker ve bundan da hiç bir vicdani rahatsızlık duymaz.. Çünkü onlar müslüman oldukları için, tövbe kapısı açıktır. En büyük günahları da işleseler, sadece allaha inanma karşılığında, sonunda mutlaka cennete gideceklerini düşünürler. Her ne kadar bu cennet denilen şey, arapların hayali bir bahçedeki s*ks fantezisi olsa da, gerçek hayatta Türklere bu tarz zararlar veriyor, çeyrek asırlık bir kabus yaşatıyor işte..


#Sünnet sapıklığı: muhammed ve sahabelerinin bile uygulamadığı bu sünnet sapıklığı, muhammedden sonra emeviler döneminde islama girmiş bir yahudi geleniğidir.Dış Bağlantı İşin ironikomik tarafı ise, kuran insanı en güzel şekilde yarattım demiştir.Dış Bağlantı Yani bu sünnet denilen sapık yahudi geleneği, islama uygun olmadığı gibi, çıkıp allaha bak sen kuranda insanı en güzel şekilde yarattım dedin ama işte bak, yalan söylemişsin!.. Şu parçayı erkeğe fazla koymuşsun, işte biz onu keserek senin yaptığın büyük hatayı düzeltiyoruz anlamına geldiğinden dolayı, bilinçli bir şekilde düşünüldüğünde kurana karşı da yapılmış bir küfürdür.

Bu yahudi geleneği sünnet sapıklığının, Türklere verdiği zararlar:
  • Sünnet çok küçük yaşta yapıldığında dolayı, Türk çocuklarında çok büyük bir travma yaşamasına sebep olur. Ayrıca kişinin beden bütünlüğüne, onun izni ve onayı olmadan, cerrahi bir operasyonla keserek kalıcı şekilde hasar verildiğinden bu bir insanlık suçudur.. Tam bir Sapıklık ve akıl tutulmasıdır.. Anası, babası izin vermiş olması bu gerçeği değiştirmez.. Şöyle düşünün, siz allaha inanıp sünnet yapıyorsunuzya, ben de bir yallaha inanıyorum ve yallah çocuklarının göz kapaklarının kesilmesinden zevk alıyor. Bu yallaha inandığım dinimden dolayı çocuğumun göz kapağının kesilmesini istiyorum demek ne kadar büyük bir aptallık ve sapıklıksa, çocuğumun penis başını örten cilt (prepüs) derisini kesilerek, o penis başının kalıcı olarak yapay şekilde dışarı çıkartılmasını istemek ve bunu kesme ameliyatıyla gerçekleştirmekte aynı derecede aptal ve sapıkça bir şeydir.. O gereksiz görünen deri parçasında, yüz binlerce sinir hücresi yer alır. Müslümalların anlaması için islami tabirle konuşacak olursak, o yüzbinlerce sinir hücresinin bulunduğu penis başını örten cilt derisi gereksiz bir şey olsa, hiç allah bunu oraya koyar mıydı.. Bu ne sapıkça bir müslüMAL'LIKTIR!?

  • Sünnet sapıklığının, Türk çocuklarına vermiş olduğu zararlar sadece yaşattığı travmayla da kalmamaktadır. Sünnet sonrası kalıcı fiziki hasarlarda yaşanmaktadır. Sünnet olanların yüzde 2, ileride ameliyatlarla bile düzeltilemeyecek şekilde ciddi kalıcı hasar, yüzde 8'i ise ameliyatlar ve dış müdehaleler ile düzelebilme umudu taşıyan kanama / penis başının yara ve iltihap bağlaması / enfekse olma gibi orta ve hafif hasarlarla bu süreci tamamlamaktadır. 80 milyon Türk nüfusunun yarısı erkek desek, 40 milyon kişi yapar. Bunlarında tamamının sünnet olduğunu varsayarsak, şu an kabaca nüfusun 10'da biri yani toplam 4 milyon Türk erkeği, sırf bu sünnet sapıklığı yüzünden ciddi / orta ve hafif olmak üzere sorun yaşamaktadır. Köylerde hijyenik olmayan gayet pis ortamlarda bu sapık sünnet geleneğini uygulamak için, penis gibi çok hassas ve ciddi bir uzuvu kesme meseleni bile hâlen mahalle berberlerine yaptırıldığı düşünüldüğünde bu sünnet yüzünden kalıcı şekilde ciddi / orta ve hafif sorun yaşayanların sayısı köylerde daha da artacaktır.

    Sünnet yüzünden oluşan ciddi sorunları sayarsak; cinsel ilişki sırasında peniste acı ve ağrı / iktidarsızlık / Fimozis denilen penis başının daralıp idrar yaparken zorlanılması / Sünnet yarasının iyileşmeyip kalıcı zarar vermesi / Penis deformiteleri yani Sünnet işlemi sırasında penis dokusuna zarar verilmesi işleminden sonra peniste eğrilik, çarpıklık ve skar dokusu oluşumu yer alabilir. Neden bu kadar ciddi sorunlar yaşatan, rus ruleti gibi durduk yere çocuklarla oynanan bir sünnet ruletini oynayalım!? Hadi bu saçma sünnet ruletinde başarısız olan ciddi sorunlara, her cerrahi işlemde yaşanılabilecek sorunlar diyelim.. Şimdi sünnetin genel ve çoğunluğu ilgilendiren sorunlardan başlayalım; penis başını koruyan prepüs isimli cilt derisinin kesilmesi penis başını yapay şekilde sürekli olarak dışarıda tutulmasına yol açar. Bu yüzden hem penis hastalıklarına davetiye çıkarır hem de peniste his kaybına neden olur. Sünnetsiz şekilde doğal kalmış olsaydınız, şu an almış olduğunuz cinsel zevk, 20 binden fazla sinir hücresi içerip (ki bu sinir hücresi sayısı, tüm penisteki sinir hücresi sayısının yarısı demektir. Kısaca her sünnetli erkek, yarım erkektir!!) penis başını doğal bir deri kılıf arasında tutan prepüs dokusu sayesinde cinsel performansınız, asla sünnet olmayan birisi kadar olmayacaktır. Ayrıca sünnet denilen bu sapık yahudi geleneği, çocuk yaşta penis gelişimi sırasında bu kesme işlemi gerçekleştiği için penis boyutunda, doğal şekline oranla en az, 2.5cm küçülme yaşatmaktadır. Hadi bu bilimlik araştırmaları yapacak zeka müslümanlarda yok diyelim, tamam da her sünnet sonrası gömük penis sorununa da şahit oldular.. Ulan biz ne yapıyoruz diye hiç mi düşünmezsiniz!? Sünnet olmuş her erkek, sakatlanmış yarım erkek demektir. Bundan sonra bu sapık yahudi geleneği olan sünnetin, Türk çocuklarından artık uzak durması dileği ile bu yahudi sünnetinin çocuğa vereceği kalıcı fiziki zarar maddesini bitirelim.

  • Dipçe: Bu sünnet sapıklığının, Türklere zararları konusuna odaklanmış https://sunnetinzararlari.wordpress.com sayfasına da bakıp, daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz. Biz şimdi sünnet öncesi (sünnet düğünü masrafı gibi) ve sünnet sonrası (sünnet olan Türklerin, his kaybını düzeltmek için satın aldığı ithal cinsel takviye ilaçları vesayre gibi) Türklere ekonomik ve sosyal zarar veren kısımlarını ele alıp hayatımızı zehirleyen bu büyük felaketi, gelecek Türk nesli de yaşamaması için tamamlayalım.

  • Sünnet sapıklığına maruz kalan Türk erkeklerinin, prepüs denilen sinir dokusu kesilerek peniste his kaybı yaşadıkları için cinsel doyumsuzluk sorununa sebep olur. Bu sorunda, aldatmalara, uçkuru düşük kaypak biri olmasına yol açar ve Türk aile yapısını da bozar.

  • Sünnet yüzünden yaşanılan his kaybını telafi etmek için, yurt dışından ithal edilen cinsel ürün takviyelerine yönelinildiği için Türk ekonomisine de milyarlarca dolar zarar verdiği gibi, bu kullanılan cinsel takviyeler, kalp krizine davetiye çıkarttığından dolayı daha başka sağlık sorunlarına ve bu sorunlardan dolayı da hem can kaybı hem de fazladan bir ekonomik zarara yol açar.

  • Sünnetin maddi zararları daha ilk başında başlar. Sünnet kıyafeti, yemeği, sünnetçisi ve imamı ıvırı zıvırı yüzünden ayrıca bir maddi zarar oluşturmaktadır.

    Türk devlet ve özel hastanelerden sünnet ücreti: https://www.ssk.biz.tr/sunnet-ucretleri
    Sünnet kıyafeti masrafları: https://www.hepsiburada.com/sunnet-kiyafetleri-c-80158011
    Sünnet düğünü organizasyonları: https://www.kervanorganizasyon.com/sunnet-dugunu-organizasyonu.html
    Sünnette gelenlere verilecek yemek fiyatları: https://www.ikramla.com.tr/sunnet-yemekleri
    Sünnette gelen hocası, ilahicisi ıvırı zıvırını saymıyorum bile..

    Şu parasız zamanda, sırf bu sapık yahudi geleneği için sünnet olan her Türk çocuğun ailesine 30 bin TL ve üzeri ekonomik zarar çıkartılmaktadır.

    İşin özünü cübbeli ahmet şakayla karışık; bu nasıl bir din ki, "Girerken aşağıyı, çıkarken yukarıyı kesiyorlar" diyerek özetlemiştir.Dış Bağlantı


#arapça isim verme: Müslüman adı diye sevap bekleyerek Türk çocuklarına arapça isim verirler. Hâlbu ki, müslüman adı diye bir şey yoktur. Abdullah, muhammed ıvır zıvır adlar, islam dininden önce de var olan arap isimleridir. Özellikle kendisine muhammed yani övülmüş diyen kişinin asıl adı, Kasım'dır. Ayıran, bölen, çöplük demektir. Muhammed'in babası öldükten sonra, annesi babasını aldatarak babasının ölümünden yıllar sonra muhammed'i babası belirsiz şekilde dünyaya getirdiği ve istenmeyen evlad olduğu için kendisine bu ad verilmiştir. Daha sonra o da cariyeden doğan çocuğa kasım adını verecek ancak kendisini muhammed yerine kasımın babası anlamında ebul kasım dediklerinde anıları canlandıran bu isimden nefret ettiği için artık bana ebul kasım demeyin diyecek ve kasım adı verenlere de kızacaktır. Muhammed'in babası belirsiz şekilde dünyaya gelmesi başka bir dosyanın konusu. Burada dikkat etmeniz gereken tek şey, muhammedin babası olduğu iddia edilen abdullah ismine ve abdullah'ın kardeşleri abdulmenat ve abduluzza'ya dikkat çekmek istiyorum. Arabistanda al-menat, al-uzza ve al-lat olmak üzere 3 büyük dişi put vardır. Muhammed ve kabilesi bu putlardan en büyüğü olan al-lat'ın erkek ismi olan al-lah'ta tüm bu putları birleştirip, biraz hristiyanlık biraz da yahudilikle harmanyalıp, işin içine pedo sapkınlıkları da dahil ederek yahudiliğin pedofil mezhebi gibi duran islamı ortaya çıkartmıştır. Dikkat ederseniz allahın veya al-lat'ın kulu/kölesi anlamına gelen abdullah, al-menat'ın kulu/kölesi anlamına gelen abdulmenat, al-uzza'nın kulu/kölesi anlamına gelen abduluzza ve diğer isimler, islamın çıkmasından önce de araplar tarafından kullanılan isimlerdir. Kısaca müslüman ismi diye bir şey yoktur, bunlar birer arrap isimleridir. Sevap/günah hayali terazisiyle saftirik şekilde bu arap isimlerini Türklere, bunu hatırlatıyorum. Müslümanlık adı altında arapperestlik yapan çakallara gelirsek, arabizmi yaymak için dini kullanmayın, eğer inanıyorsanız dininizde dürüst olun. Almanın hıristiyan din adamları alman milliyetçisidir, yunanın hıristiyan adamları yine yunan milliyetçisi, ermeninin bile hıristiyan din adamları ermeni milliyetçisidir. Ancak görüyoruz ki, Türklerin müslüman din adamları Türklüğe düşman olmakta hatta Türk'e düşmanlığı din maskesi altında yapıp, arabizmi dayatmaktadır. Sırf bu sebepten 19 haçlı seferinin veremediği zararı, Türklere bu ağzı dualı Türk düşmanı zenim evladları verdiğinden, bu islamı araştırma gereği duyduk ve arap uydurması hastalıklı bir çöl dini olduğunu anlayıp, çıktığı çöle siktir ettik. Bu yüzden durmak yok devam edin, Türk için en büyük uyarıcı düşmanıdır neticede..

Bu arap isimlerini sevap bekleyerek Türk çocuklarına vermenin, Türklere verdiği zararları:
  • Türk çocuklarına arap isimlerini sevap bekleyerek koyma geri zekalılığı yüzünden, tıpkı Türk düşmanı avrupanın göstermek istediği gibi, Türkleri tanımayan milletlerde, Türk = arap algısını yaratmaktadır. Bu çok büyük bir sorundur. Atalarımızın yapıp ettiği bütün fedakarlıklar yerine, arap pisliğine bulaşıp kendinizi bu arap şempazesi gibi gösterdiğiniz için işte, ne kendimize ait bir karakterimiz kalıyor, ne dışarıda itibarımız kalıyor, ne de atalarımızın rahmeti bize geliyor. Türk olarak doğup arap gibi yaşayıp gömülürseniz, şu an böyle rezil ve boktan bir arabeks yaşam süreriz işte.. Kendimize gelip, çocuklarımıza öz Türkçe isim verin. Geçmişte müslüman adı altında arapça/farsça isim verdikleri için, nice büyük Türk bilgesine bugün sahip çıkmakta zorluk çekiyoruz. Bugün wikilerde bilmem nerelerde, Türk bilgelerini sırf müslüman adı altında, arapça / farsça isim verdikleri için arap fars diye tanıtıyorlar.. Türk çocuklarına Öz Türkçe isim vererek, binbir güçlükle kazanılmış Türk değerlerimize sahip çıkın ve bu Türk değerlerimizi yabancılara yağmalattırmayın.

  • Türk kızlarına verilen arapça isimler ise tam bir rezilliktir. Rabia arapça'da "dördüncü" demektir. Öyle sanıldığı gibi mübarek ve anlamlı bir isim değildir. Çünkü arap kültüründe, kız çocukları insandan sayılmadığı için, kızı olanlar, isim vermez numara verirlerdi. Vahide isim değildi, birinci demekti. İlk doğan kıza verilen numaraydı. Saniye ikinci demekti, ikinci kızı olana verilen numaraydı. Selase ve Bite isimleri üçüncü demekti, üçüncü doğan kızlara verilen numaraydı. Rabia da dördüncü demekti, dördüncü doğan kıza verilen numaraydı. Bizimkilerde Rabia'yı çok mübarek ve çok dini içerikli bir isim zannederler, bilmiyorlar ki Araplar, insandan saymadığı ve isim vermeye lüzum görmediği kız çocuklarına işte böyle numara takarlardı, tıpkı otomobillere takılan plakalar gibi.!


#Namaz (Bi' ossurukla yıkılan temel): Putperestlikten kalma ve yahudi ezanıDış Bağlantı ile birleşmiş şekilde yapılan namaz, kuranda salat yani dua şeklinde geçer. Günde 5 vakit kabe isimli puthaneye karşı (puthane dedim diye hiç hoplayıp zıplamayın, kabe isimli kutu içinde 360 adet put bulunan bir puthanedir. Şimdi ise sadece al-lat'ın yani al-lah isminin kadın şekli olan putun vajina şeklindeki simgesi karataş hacer-ül esved bu putlardan günümüze gelenlerden biridir), anlamadığı dilde yatıp kalkmayı saçma bulsam da, bu her gün yatıp kalkmanın bile Türklere büyük zararları vardır.

Bu putperestlikten kalma arap ibadeti namaz ile yahudi ezanıyla birleşmiş saçmalığın, Türklere verdiği zararları:
  • Anlamadığın dilde arap papağanı gibi arapça şekilde ne dediğini bilmeden Tanrı'ya yakararak, arabizmi kutsayıp şuursuz bir arapperestlik şeklinde ibadet yaparak Türkleri milli benliklerinden uzaklaştırıp, Türklerin gönüllü asimilasyonuna yol açmaktadır.

    Biz kuranı anlayasınız diye arapça indirdik, eğer başta dilde indirseydik araba hiç arapçadan başka bir kitap mı olurdu derdinizDış Bağlantı demiyor mu, bu kuranda güzel kardeşim!?.. Ben bu arap dilini kutsal saydığım için yahut arap olmayan Türklere böyle ibadet etsin diye arapça indirdik demiyor dikkat ederseniz.. Sen niye gidip kuranın anlamı yerine araplara yazılış şekli olan arapçayı kutsuyorsun!?

    Eğer islam yerel bir din değilde, evrensel bir dinse, her kavim kendi dilinde anlayarak yakarmalı Tanrı'ya.. Sen kalkıp Türklere, bu kuran arapça okunacak, ezan yani ibadete çağrı arapça çağrılacak, ibadet de arapça olacak diyorsan, özetle diyorsun ki ben hem kuranın "araplara arapça dışında seslenilir mi" diyerek her kavmin kendi dilinde ibadet etmesi emrine karşı geliyorsun, hem de Türkleri arap emperyalizmine asimile ettirmeye çalışan bir zenimDış Bağlantı evladıyım diyorsun.

    Eğer bu islam dini sadece arapları ilgilendiren bir din demekse ki, bunu da zaten kuran "biz ve mekke ile çevresine indik"Dış Bağlantı diyor yani sadece hicazı kast ediyor. Allah ile birebir sohbet ederek konuştuğunu iddia edip, şeyinin keyfi için ahzap 37'yi sallayan muhammed, Türklerin bu dini alıp kaçkar önlerinden viyana kapılarına kadar yayacaklarını tahmin etmemiş. O yüzden çıkıp mekke ve çevresi diyor. Kuranla sabit olan bu yerel bedevi arap dinine eğer evrensel bir dindir diyorsan, sibirya mekkenin çevresinde mi yer alıyor!? Hadi bu müslümanları kırmayıp, islam evrensel diyelim. Peki o zaman bu Türklere, din adı altında arap dayatmacılığınız niye!?

    Madem allah'ın derdi, Türklere arabizmi dayatıp araplaştırıp mankurtlaştırmak değil de, kendisine anlayarak ibadet edilmesi - ayet dediği saçmalıklardaki emirlerinin anlaşılması ise, kuranın Türkçe anlaşılarak okunması / çağrının(ezanın) Türkçe yapılması / ibadetin(namazın) Türkçe uygulanması da kurana bakarsak allah'ın emridir. Türk'e hiç başka dilde kitap mı olur!?

    Kuranda allah, yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, ne dediklerini bilmezler anlamadan gaflet içinde kılarlar diyor.Dış Bağlantı Kuranın bu gaflet içinde namaz kılmayın, dediklerinizi anlayarak ibadet yapın emrine rağmen yine de hayır, ibadet illa arapça yapılacak diyen fındık beyinli şuursuz arrapperest zevatlar, sen tecvid nedir bilir misin!? Kuranın anlamayı bırakıp, şeklini anlamadan tekrarlamayı kutsal sayan arkadaşım, arapça öyle ilkel ve ucube bir dil ki, tek harfi yanlış söylersen seni kafir eder. Bu yüzden araplar bile arapçayı kuran dönemindeki kadar düzgün konuşamaz iken, sen bilmediğin dilde anlamadığın şekilde hebelüp hübülüp diye okuyup şuursuzca söylediğin kelimelerle küfre girebilir veya sizin namaz kılarken kendinize beddua etmenize yol açabilir. Örneğin arapça inkılap kelimesi devrim anlamına gelirken, yine arapça inkilap kelimesi köpekleşme anlamına gelir.Dış Bağlantı Bu şekilde "bizi cehennemden koru" demek isterken, yanlış telaffuzla "bizi cehenneme ekle" diyebilir, allah var demeyi yok yapabilirsiniz. (Önemli olan niyet diyorsanız, o zaman yine kendinizle çelişip kendinizi yalanlamış oluyorsunuz. Zira niyet önemliyse o zaman Türkçe ibadete karşı çıkamazsınız. Allah Türkçe ibadeti anlamıyor, allah salak diyorsanız o zaman allah Türkçe küfürü de anlamaz anlamına gelir. Bundan dolayı allaha Türkçe küfür edildiğinde hoplayıp zıplamanıza gerek yok. Türkçe ibadete sevap yazmayan allah, Türkçe küfüre de günah yazmaz bu mantıkla) İlkel arap dili, tek harfle bu kadar birbirinden zıt anlamları içerecek kadar saçma sapan bir dil çünkü. Bundan dolayı ya bu mayınlara basmamak için ömrünüzü, tüm işi gücü bırakıp arap dilini çözmeye kendinizi adayıp, bir araptan bile daha çok arapça okuyup anlayacak kadar uğraşıp, çıktığınız kabuğu terk edip gönüllü olarak kendinizi araplara asimile ettireceksiniz ya da bu kadar salakça mankurtlaşmaya girmemek için "kuranın hiç bir kavme anlamadığınız dilde bir mesaj mı göndeririz" anlamına gelen fussilet 44'ü ilke edinip Türkçe ibadet ederek, bu arapçayla para kazanan din tüccarlarına para vermeyecek, beyninizi ve kendinizi badeletmeyeceksiniz. Düşünün bi' içkiden sonra değilde, sarhoş olduktan sonra namaza yaklaşmak niye kuranda yasak!? Çünkü sarhoşken ne dediğinizi anlamazsınız.. İşte bir Türk'ün anlayarak Türkçe ibadet etmek yerine, kuranın şeklini kutsayıp arapperest olarak anlamadan arrapça namaz kılmaya çalışması, gaflete düşmek ve sarhoş namazı kılmak demektir. Kendinize gelin ve din adına Türk gençlerini, araplara asimile ettirmeyin. Beyninizi ve şerefinizi badelettirmeyin. Müslüman olacağım diye, müslüMAL'LAŞMAYIN.

  • arapça ne dediğini anlamadan, Bağımsız ve Laik Türk devletinde günde 5 vakit arap anırtısıyla rahatsız edilmek..

    Bak kardeşim bu yahudilerden alınmış olan ve kuranda geçmemesine rağmen, her türlü yahudi geleneğini hadis ve rivayet yoluyla islama katmış hıristoyahudi bir inanca sahip emevi devleti (ki bu emevi dediğimiz topluluk, her ne kadar müslüman denilse de paralarına haç basan ve hendek savaşında islamı bitirmeye yemin etmiş ebu cehil safhında bulunup, islam yaygınlaşınca kellesini kurtarmak adına sonradan müslüman oldum demiş, muhammed öldükten sonra iktidar olunca da hemen muhammedin soyunu prasa gibi doğramış, her türlü yahudi geleneğini hadis ve rivayet yoluyla islama katmış hıristoyahudi inanca sahip bir devlettir emeviler) zamanında hadisler yoluyla islama sokulan ezan, yahudilerde de kullanılan bir yahudi çağrısıdır.

    Eğer bu ezan isimli yahudi çağrısını, islamda ibadete çağrı için kullanıyorsan, araplara bu çağrıyı arapça yaptığın gibi Türklere de bu çağrıyı Türkçe anladığı şekilde yapmalısın. Bu çağrıya anlarsa belki kulak vereceği Türk dilinde değilde, neden hiç anlamadığı arap dilinde yapıyorsun!? Gelenek melenek zart zurt diyerek, arap sünnetini Türk'e dayatıyorsan, neden diğer sünnetlere uymuyorsun!? Neden araç kullanıyorsun mesela!?, deveye bin.. muhammed araç mı kullanıyordu!?.. Neden fotoğraf çektirip - radyo / televizyon / bilgisayar kullanıyorsun!? Gavurun bulduğu her şeyi kullanırken sünnet münnet aklına gelmiyorda, neden asıl bu inanç gibi bu dünyayı ve öteki dünyanı ilgilendiren önemli konularda, konunun anlaşılmasını önlemek ister gibi, kendi dinine göre kafirlik (gerçeği örten davranışlar) yapıyorsun!? Gelenekse kardeşim çık minareye bağır, cami ve çevresini bu ezan isimli arap eşeği anırtısıyla rahatsız et.. Neden hoparlör kullanıp, sünnete aykırı iş yapıyorsun!? Günümüz nimetlerinden faydalanıyorsan, o zaman ibadete ne zaman gideceğini neden telefonundan veya çalar saatinden yararlanmıyorsun!? müslüMAL olmayan Türkler, sizin arrapça eşek anırtınızı günde 5 vakit çekmek zorunda mı..

    Ben de Tengrici bir TÜRK olarak, günde 5 değil 50 vakit Türk dünyası ezgilerini hoparlöre verip buna tinsel(ruhsal) arınma diyeyim. Hemen yarın işe gideceğiz bize ne senin ibadetinden diye hoplayıp zıplarsınız, şebelekler.. Sabahın körü demeden, o arap anırtısını hoparlörden verince, bizim gibi müslüman olmayan Türkleri rahatsız edip kendi inancınıza göre kul hakkına girmiş olmuyor musunuz!? Ezan Türkçe okunur mu okunmaz mı tartışmasına, (ki amaç Türkleri ibadete çağırmak ise zaten Türkleri ibadete Türkçe çağırman gerek ki ne dediğini anlasın ve çağrıya kulak versin) kısa yoldan hiç okunmasın diyorum. Çağın iletişim kolaylığında, kalkıp bir de hoparlörden anırmak nedir.. Kur saatini namaz vaktine veya indir cebine namaz vakitleri uygulamasını, kimseyi rahatsız etmeden yap ibadetini tek başına. Sizin şovunuz kime çakal.. Avrupa'da ezan anırtısı duymadan da, çok güzel ibadet yapabiliyorsunuz. Laik Türk yurdunda ise, gösteriş ve riyayı kul hakkına katıp katıp ibadet olarak sunuyorsunuz. Türk yurdundan bu arap anırtısı artık kazınmalı.

  • Namaz kıldırma memurlarına Türk hazinesinden ödenen gereksiz paralar..

    Diyanet isimli hıyanet kurumunun, 2010 yılında açıklanan rakama göre 117bin kişilik namaz kıldırma memuru var..Dış Bağlantı Siz kendi ibadetinizi bile para almadan yapamıyor musunuz!?.. Çıkarcı pezevenkler, dininizde samimiyseniz ibadeti para almadan yapsanıza.. muhammed ne zaman namaz kıldırmak için para almış!?.. Zaten ibadeti birlikte yapmak için gitmiyor musunuz camiye? O an cemaatte en bilgili olan saf tutsun başa olsun bitsin. 117 bin kişi (ki bu sayı 2010 yılına göre, şimdi bu sayı çarpı 2 - çarpı 3 olmuştur. Mantar gibi papaz hatip okulları saçtılar Türk yurduna. Onlara ekmek verdirmek için) habire parayla namaz kıldırma memuru tutup Türk hazinesi boşaltılıyor. 6 bakanlığın toplamından fazla, 33 milyar TL'lik bütçeyi her ay cebe atarsınız, deprem olur yetim Türk çocuklarını evlenmek caizdir diye sapık dininizeDış Bağlantı uygun fetva yayınlarsınız, belamısınız lan siz Türk yurduna.. Para almadan çıkar olmadan, samimiyetle kıldırıyorsanız namazınızı kıldırın yapın ibadetinizi, siktirmeyin dininizi kitabınızı adam olun. Sizin dininize göre kerhaneden din işlerine para almak haram değil mi oğlum.. Cami cemaatinden mi geliyor sizin kursağınıza giden maaşlar!?. Günde 45-50 dk iş yapıyorsunuz, milyarları götürüyorsunuz kefereler..

  • Günde 5 vakit namaz için, Türklerin boşa giden yaşamları..

    Bu yazıyı okuyana soruyorum, günde 5 vakit namaz kılan kişi ortalama 70 yıl yaşarsa sence yaşamı boyunca ne kadar zaman kaybetmiş olur? Bir gün içinde beş vakit namazın toplam süresi yaklaşık olarak 40-50 dakika arasındadır. Bunu Türklerin çoğunlukta olduğu hanefi fıkhına göre, ortalama bir süre olarak ele aldım. İnsanlar ise günümüzde genellikle ortalama 70-80 yıl arası yaşarlar. Bu varsayımlar çerçevesinde, bir günde namaz kılan bir insanın harcadığı zaman yaklaşık olarak ortalama 45 dakika olduğundan, 70 yıl yaşayan bir insanın ömrü boyunca yaklaşık olarak 114.250 saatini namaz kılmakla geçirdiği söylenebilir. Bu da yaklaşık olarak 13 yıl 18 gün eder. Tabii, abdest alma süreleri de namaz kılmak için harcanan zamanı etkiler. Genellikle abdest almak için ortalama 5-10 dakika arasında zaman harcanır. Abdestin detaylarına ve kişinin abdest alma hızına bağlı olarak bu süre kişiden kişiye değişse de, en düşük dakikadan ortalama alırsak bir günde namaz ve abdest kılan bir Türk'ün harcadığı toplam zaman yaklaşık olarak ortalama 80-95 dakika arasında olduğunu buluruz. Buna göre, 70 yıl yaşayan bir Türk'ün ömrü boyunca yaklaşık olarak 210.550 saatini namaz kılmak ve abdest almakla geçirmektedir. Bu da yaklaşık olarak 24 yıl 70 gün eder. Yani yaşamının 3'te 1'inden fazlasını bu kabe isimli arapların kumbarasına, boş yere harcıyoruz. Türklerin burada kaybettiği zaman israfını düşünebiliyor musunuz.. 24 yıl 70 gün.. Zaman hiçbir şekilde geri alınamayacak tek şey. İstediğin kadar paran olsun, bu 25 yılı geri alamazsın. islamın hiç zararı olmasa, dünyanın en ponçik ve yararlı dini olsa bile, hayatından en az 25 yılını çalıyor Türklerden. Bu süreyi bilime aktardığımızı düşünün. Sırf bu sebep bile islamdan kurtulmamız gerekmektedir.


#Öte dünyada hesaba çekilme masalı: İslam çukuruna batan Türkler, inançları gereği öte dünyada hesaba çekileceğine inanır. Ne güzel işte, öte dünyada sürekli yanmaktan korkarak, kötülüklerden kaçındığını düşünebilirsiniz. Ancak hiçbir din, kötü birini iyi yapmaz. İyi birine ise kötülük yaptıranların en büyük tramvay aracı yine dindir. Ayrıca şunu da unutmayın, bu öte dünyada hesap işinin bile Türklere verdiği çok büyük zararları mevcuttur.

Kurandaki öte dünya hesabının, Türklere verdiği zararlar:
  • Yaratıcının öte tarafta vereceği sopa ve havuç sistemi, iyiliğe değil çıkarcılığa götürmesi.

    Bu allah'ın öte yaşamda sözde vaad ettiği havuç ve sopa düzeni, yani cennet arzusu veya cehennem korkusu Türkleri iyi değil, çıkarcı yapmaktadır. Çünkü bir müslüman iyilik yapıyorsa bu onun iyi olduğu için değil, cennette 70 yerine 71 veya 72 huri kovalayacağını bildiğinden yahut cehennemde onu cız bız edip yakacak kadar sevecen ve iyi kalpli(!) bir arap putu allah'tan korktuğu için yapar. Kısaca islam Türkleri, dürüst ve mert değil, çıkarcı ve korkak olmaya iter ki, islamı paçalara kadar yaşatan ağzı dualı Türk düşmanı akp iktidarı sayesinde bu müslüMAL'laşmayı dibine kadar çeyrek asırdır yaşıyor ve islam mikrobunun, bir ülkeye nasıl zararlar verebileceğini özellikle bu ak isimli kara ihanet döneminde daha net görüyoruz.

  • Ne de olsa hesabını allah sorar diyerek, Türkleri pasifize etme ve hakkını aramasını engellemesi..

    Ölünce görürsün diyen müptezeller, siz öldünüz ve gördünüz de mi bu saçma sapan iddiayı söylüyorsunuz!? Adamın depremde bebesi ölmüş, ağzı dualı zevat ekranlara çıkıp, onu 48 saat boyunca yardım göndermeyerek katlettiği bu asrın katliamına uğrattığı gariban Türk milletine, ağza alınmayacak hakaretler ediyor utanmaz şerefsiz..Dış Bağlantı Benim gariban müslüman Türk'üm de, çıkıp allah belanızı verir, öte dünyada hesap verirsiniz diyor. Hakkını aramıyor, isyan etmiyor. Bu hesabı öte dünyaya bırakma işi yüzünden çeyrek asırdır şu akpkk kabusunu çekiyoruz. Ne öte dünyası, ne hesabı ve ne kitabı.. Öte yaşamdaki bir hayal bahçesinde değil, dünya üzerinde öyle bir sistem kurarsınız ki, iş öte dünyaya kalmadan çözülür. İsveç'in tamamı dinsiz ve ateist örneğin. Orada pek çok silahta mevcut. Öte dünya hesabı, insanı kötülükten alıkoymak için en doğru yöntemse neden orada millet eline silahı alıp, önüne geleni taramıyor? Öte dünya inancı yok çünkü istese yapabilir bu mantıkla, neden yapmıyor!? Çünkü orada bunu yaptığında elektrikli sandalye, yağlı urgan, ölüm iğnesi onu bekliyor. Bu yüzden öte dünyada terazi masallarına bırakmadan, bu dünya'da yapılanın cezası yine bu dünyada sorulmalı. İbretlik suçlara, ibretlik cezalar verilmeli. Sırf para ve rant için müteahhit / denetçi / siyaset çıkar amaçlı suç örgütü kurup yüzbinlerce Türk'ün canına mâl olan çıkar amaçlı suç örgütü kuramamalı. Eğer kuruyorsa, deprem izolotörü olmadan yapılan 4 ve üzeri katlı, fay hattı üzerindeki 24 ilin son 20 yılda yapılmış yeni yeni binaları yapan müteahhiti / denetçiyi ve ona izin veren siyasiyi, kendi yaptığı binaya çoluk çocuk doldurup deprem testiDış Bağlantı yapacaksın, namusu ölçüsünde sonucuna katlanmış olacak. Hiç öyle yok "bu vahşice" diye ılık ılık konuşmayın. Ben kendime yapılmasını istemediğim bir şeyi bir başkasına yapmam. Eğer onlar bu kadarcık bile sağ duyudan yoksunsa ve sırf kat parası için çürük bina yapıp malzemeden çalıyor, bunu yaparkende ben yapmazsam başkası yapacak nede olsa diyerekte, hiçbir vicdani sıkıntı duymuyorsa, başkası değil o yaptığı veya çürük yapılan binaya o izin verdiği için, deprem testi dediğimiz namus testini de onun üzerinde ailesiyle birlikte yapacaksın. Yeter la artık, ne arabın öte dünya hayalindeki sorgucu allah anlayışını, ne de avrupa'nın herkesin zaman algısı aynıymış gibi sayarak verdiği hapis cezasını, ben Türk töresinin ibretlik cezalarını görmek istiyorum arkadaş.. Yoksa bu toplum düzelmez. 10 ilde sağlam kalan 10 bina yok.. Yer yerinde kalmayan bölgede, tabak çanak bile kırılmayan bina da var.. Demekki o bölgede 2500 müteahhit varsa bunların içinde 2 tane namuslu adam anca var.. Bu yüzden ve bunlara göz yumup, yardım göndermeyen suç şebekesi yüzünden öldük. Onlar böyle ibretlik suçlar işleyip katliam yapıyorsa, sende ibretlik cezalar verip o haşereleri içimizden temizleyeceksin. Bunu yaparkende onları geberttiğini değil, bunların elinden ilerideki Türk neslini kurtardığını düşüneceksin. Ayrık otları temizlemeden, tarlandan nasıl daha iyi verim alabilirsin!? Mikrobu bünyenden atmadan, nasıl sağlığına kavuşabilirsin!? Etrafına sıçrayan çamuru ve kiri temizleyeceksin ki, kalanlar rahat etsin, güneş gibi parlasın. Bunları yapmadıktan sonra istediğin kadar bela / dua oku, 20 yıldır ne faydasını gördün..

Tarikat kademesi: (İslam dininin karanlık ve çıkarcı yüzü)

İslam için benim de kullandığım şöyle bir söz vardır; islamı hiç bilmeyen müslümal, islamı biraz bilen hoca / imam / şeyh / şıh, islamı çok bilen ise dinsiz olur.

Şeriat kademesi: (İslam dininin gerçek yüzü, bok çukuru)

Tarkan Özel - 02.03.2023